Ankaragücü’nde Başarının Adresi: Futbol Konuşulmasıdır!

Doğduğumdan beri Ankaragücü’nün içerisindeyim. Taner Demir’in başkan olduğu ve Başkan Vedit Arığ’a görevi devrettiği yıl, dünyaya geldim. Hangi yılda doğduğumu okuyanların hafızasına bırakıyorum. Benim nesil hiçbir başarı görmedi dersem yalan söylemiş olmam sanırım. Bu yıllar içerisinde iki kez Avrupa kupasına katılan bir takım gördük. Bunun dışında aksini inkâr eden birisi olacağını düşünmüyorum.

Bunca başarısızlığa rağmen Ankaragücü camiasının şöyle ünlü bir tezahüratı vardı. Onu tekrar hatırlatalım; “Hükümet düşer, Enflasyon düşer, Ankaragücü düşmez.” Bu söylem aslında başarısızlığı meşrulaştırma sloganı değil, ne olursa olsun Ankaragücü’nün düşmeyeceğini ve en kötü zamanda ayakta kalabilecek güce sahip olunduğunun tezahürüydü.

Ateşten gömlek devredildi!

Bu tezahür, son 6 senede tüketildi. Camianın ayarları ile oynandı. Kimler tarafından yapıldığını herkes biliyor. Tekrar söyleme gereksiniminde bulunmak istemiyorum. Tüketilen ve yıpratılan zihniyetin ardından Ercüment Tekin ve arkadaşları, ateşten gömleği giyerek kulübe sahip çıktı. Takımı bile sahaya çıkaramaz dendiği noktadan, borçların bile kısmen azaldığı konuma getirip 23.10.2025 tarihinde yapılan olağanüstü kongre ile görevi Nuri Muhammed Yaman’a teslim etti.

Ankaragücü’nün kaç kere kongresine şahitlik ettim, bilmiyorum. Açıkçası saymadım. Hiçbir kongrede, görevi teslim eden başkanın böylesine coşkulu bir şekilde alkışlanıp yönetimi bıraktığını görmemiştim. Ankaragücü tarihinde 5 ay başkanlık yapıp böylesine etki eden bir ismin olduğunu şahitlik etmedim. En azından benim yaş grubu görmemiştir. Ercüment Tekin ve arkadaşları, takdiri hak etmişti ve bu da kongre üyeleri tarafından alkışlanarak gösterildi.

Başkan Yaman çok iddialı: “Daha önce yaptık, yine yapacağız”

Başkan Muhammed Yaman ile cuma akşamı Türkiye Gazetesi Yılmaz Bilgen’le beraber konferans oluşturup telefon görüşmesi yaptık. Bu görüşmede, Başkan Yaman’ın iddialı açıklamaları oldu.

Başkan Yaman, özellikle tabloyu bilerek göreve geldiklerini, gereken neyse yapacaklarını ve bunu herkesin göreceğini altını çizerek vurguladı. Bunun çok iddialı ifadeler olduğunu söyledim. O ise daha önce Yiğiner döneminde bunu yaptıklarını ve yine yapacaklarını beyan etti. Öte yandan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile eskiden beri dostlukları olduğunu ve MHP döneminde beraber siyaset yaptıklarını söyleyerek, MKE ile de ilişkilerin sağlamlaşacağını aktardı.

Recep Karatepe’nin modern futbol anlayışı ve İsmet Beltan’ın iddiası

Ankaragücü’nde kongreden hemen iki gün sonra ligin güçlü ekiplerinden Şanlıurfaspor ile maç oynandı. Uzun süredir Ankaragücü’nün bu kadar iyi oynadığı maçı izlememiştim. Maçla ilgili yorum yapmadan önce Yönetici İsmet Beltan Bey ile yaptığımız görüşmede, Recep Karatepe’nin çok doğru bir tercih olduğunu ve takımı üst seviyeye taşıyacağını söylemişti. Hatta, ‘Farklı bir sonuç olursa yöneticilikten ayrılırım!’ demişti. Açıkçası fazlasıyla haklı çıktı; takımın iç dengeleri ve çehresi değişti.

Ankaragücü’nün Şanlıurfaspor maçı öncesinde, oynanmadan beraberlik verileceği söylenseydi herkes kabul ederdi ama oyuncuların bunu kabul etmediğini sahaya gördük.

Teknik Direktör Recep Karatepe, sahadaki her oyuncuya çok farklı bir görev vererek günümüze uygun modern futbolu oynatmak için elinden yaptı ve oldukça başarılı oldu.

Kaptan Mahmut Tekdemir, ilk defa camiası olan bir takımda oynuyor

Kaptan Mahmut Tekdemir’in sahadaki ağırlığı ve liderliği, uzun süredir görmediğim bir kaptanlık göstergesiydi. 38 yaşına merdiven dayamış bir oyuncudan böylesine bir performans beklemek, büyük bir ütopya olarak düşünülür ama güncel ütopyanın yazarı gibi sahada yer alıyor. Hatta Miraç Şimşek’in eşitliği yakaladığı golde, ofsayt şüphesi düşüncesiyle çizgide bekleyen yan hakemin yanına kızarak giderek orta sahaya koşmasını istedi ve hakem bir anda koştu. Hakeme bile oyun kuralını öğreten bir futbolcuyu da ilk defa görmüş olduk. Kaptan Mahmut, bu sezona damgasını vuracak gibi gözüküyor. Şöyle de bir şey var ki; Kaptan Mahmut, ilk defa camiası olan bir takımda oynuyor. Bunun da keyfini çıkarıyor. Keyif alıyor ve keyif veriyor. Bunu da izlerken herkes görebiliyor.

Yusuf Emre Gültekin: Omurganın Önemli Parçası

Yusuf Emre Gültekin’in oyun görüşü ve orta sahada üstlendiği görevi de es geçmemek lazım. İkinci golde Enes Tepecik’e attığı asisti, Süper Lig’de birçok oyuncunun yapacağını bile düşünmüyorum. Kendisi, omurganın sağlam bir parçası şu an. Hatta yanlış hatırlamıyorsam üçüncü golden sonra Teknik Direktör Recep Karatepe’ye dönerek, aşırı şekilde yorulduğunu beyan ederek oyundan kısa süre içerisinde çıkması gerektiği işaret etti.

Mervan Yiğit’in yıpratıcı oyunu

Yaklaşık 1 sene boyunca sakatlığı nedeniyle tedavi gören ve yeni yeni sahalara dönen Mervan Yusuf Yiğit’in performansı gittikçe artıyor. Rakip savunmayı her daim yoran ve yıpratan bir santrafor özelliğini gün geçtikçe daha çok gösteren bir oyuncu hüviyeti var. Şanlıurfaspor maçında da çok etkili oynadı ve iyi oyununu golle süsledi.

Miraç Şimşek’in oyunu gelişiyor

Miraç Şimşek’e gelecek olursak; henüz 18 yaşında ve sezon başında bir sallansa da üzerine koymaya devam ediyor. Daha da iyi olacak. Sürati, yeteneği ile birleşince farklı bir oyuncu ortaya çıkıyor. Attığı goller için demiyorum sadece, kumaşı çok iyi. Bazı dokunuşlar ile daha iyi olacak. Umarım uzun yıllar Ankaragücü’nde kalır.

Görkem Cihan, takımını kurtarıyor…

Her zaman diyoruz ya, atan da tutan da iyi olacak diye… Kaleci Görkem Cihan’ı özellikle son 3 haftada yaptığı olağanüstü kurtarışları ile maçları teker teker kurtardığını söyleyebiliriz. Son 3 üç haftada alınan 7 puanda bariz bir şekilde katkısı ve etkisi olduğunu görüyoruz. Böyle devam ederse Ertaç Özbir abisi ile ciddi bir yarışa girecektir.

Muhammed Hüseyin Sevgili’nin deneyimli oyunu!

Benim son haftalarda çok dikkatli şekilde takip ettiğim oyunculardan biri ise Muhammed Hüseyin Sevgili. Eğer ben futboldan anlıyorsam; savunma anlayışı üst seviyede ve geriden oyun kurma konusunda ileri noktada olan bir stoper geliyor. Genç yaşına rağmen çok az hata ile maçı tamamlıyor ve deneyimli bir oyuncu gibi sahada oyununu sergiliyor. 19 yaşında olan bir oyuncu gibi değil de uzun yıllardır profesyonel ligde oynayan bir oyuncu görüntüsü ile yoluna devam ediyor.

Takım halinde toplamda 100 kilometrenin üzerinde koşulduğunu düşünüyorum!

Yukarıda bu takımın omurgasını oluşturan isimlerin kısa analizlerini yaparak maçı yorumlamaya çalıştım. Şunu da söyleyebilirim ki, maçta üst düzey bir tempo vardı. Bu ligde bazı ölçümler yok ama takım halinde toplamda 100 kilometrenin üzerinde koşulduğunu düşünüyorum. Bu koşu temposu ve oyun anlayışı devam ederse Ankaragücü’nün ligdeki konumu farklı olur. Açıkçası Recep Karatepe Hoca ile konuşma fırsatım olursa maçta takım halinde kaç kilometre koşulduğunu soracağım. Kendisinin bir şekilde bu bilgiye ulaştığını düşünüyorum.

Cem Koçyiğitoğlu haklı çıktı!

Şanlıurfaspor maçında bu üstün oyunu ve tempoyu görünce, görevi teslim eden yönetimde Basın Sözcülüğü görevini yürüten Cem Koçyiğitoğlu Bey’in Zankaspor ekranlarında yaptığı bir açıklamayı hatırladım. Cem Bey, “Bu takımın oyun anlayışı oturunca, Ankaragücü ruhunu tam olarak izleyeceğiz ve taraftarlar o ruhu hissedip ağlayarak tribünlerden ayrılacak!” demişti. Bu ruhu büyük bir coşkuyla hissettiğimizi söyleyebilirim.

Ankaragücü’nde uzun süredir futbol namına bir şey konuşmuyoruz. Ankaragücü camiası, Şanlıurfaspor maçı ardından futbol konuşmayı nasıl özlediğini yaptığı paylaşımlar ile gösterdi. Ankaragücü’nde başarı isteniyorsa saha içerisinde kalınmalı ve futbol konuşulmaya devam edilmeli. Başarının adresi, yönetim dediklerini yaparak saha içerisinin daha fazla konuşulmasını sağlamasından geçecektir.

Ankaragücü’nün önünde sıra sıra sınıf atlama maçları olacak. Öncelikle Kastamonu deplasmanında üç puanla dönerse ligin geri kalan kısmında farklı hedefler konuşabiliriz. Bu hedefin gerçekliğini, gelecek hafta hep beraber göreceğiz…