Ankaragücü’nün içinde bulunduğu tablo artık göz ardı edilemeyecek kadar net. Mali sıkıntılar devam ediyor, transfer tahtası kapalı, kadro planlaması hâlâ belirsiz. Taraftarın beklentisi yüksek ama gördükleri, sosyal medya üzerinden yapılan ziyaret fotoğraflarından, güzel niyet mesajlarından öteye gitmiyor. Ticaret odalarından, MKE’den, siyasi isimlerden ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’la bugün yapılacak görüşmeden bahsediliyor. Bunlar önemli temaslar. Fakat esas soru şu: Tüm bu görüşmelerden gerçekten ne çıktı?
Keçiören Belediyesi’nden sağlanan destekler camia ile paylaşıldı ve bu herkes tarafından memnuniyetle karşılandı. Ancak diğer kurumların yaklaşımı hakkında net bir bilgimiz yok. Bu durum camiada bazı soru işaretleri yaratıyor. Eğer bazı kurumlar istekli değilse ,bunlar kim, neden ve niçin isteksizler? Bunların açıkça gündeme gelmesi gerekiyor. Şeffaflık, güvenin temelidir. Herkesin, kimler Ankaragücü’ne nasıl yaklaşıyoru bilme hakkı var. Bu şeffaflık sağlanırsa, insanlar ona göre o kişi ve kurumlara tavrını belli eder. Bazen bunu açıklamak Yönetimi zora düşürebilir. Orada da araya aracılar girer ve kötü gün dostları kim camiada bilir.
Bu ortamda takımın başında Mustafa Kaplan gibi, hem camiayı hem şehri iyi tanıyan, sorumluluk alan bir teknik adam bulunuyor. Ancak teknik direktörün başarısı sadece saha içi performansa bağlı değil. Onun eli, yönetimin somut ve güçlü destekleriyle kuvvetlenmeli. Transferde, hazırlık süreçlerinde, kadro planlamasında hoca yalnız bırakılmamalı. Yönetim, hocanın arkasında durmalı ki saha içinde istediği mücadeleyi ve performansı alabilsin.
Bugün gerçekleşecek Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ziyareti bu açıdan çok kritik. Yalnızca nezaket ve fotoğraf için değil, ardından ciddi desteklerinde gelmesi gerekiyor. Kulübün sahadaki mücadelesi ile yönetimin masadaki mücadelesi paralel ilerlemeli. Bu ikisi birbiriyle uyumlu olmazsa, başarı bizler için hayal olur.
Taraftar ise kulübün mevcut düzende en hassas ve aynı zamanda en güçlü bileşeni. Eleştiri yapmaktan çekinmiyorlar ve bu eleştiriler aslında kulübü ileri taşıyacak enerjiyi yansıtıyor. Yönetim ise bu eleştirileri yapıcı bir şekilde almalı, camianın sesine kulak vermeli ve destek verdiğini açıkça göstermeli. Böylece eleştiren taraftar “İstediklerimizi söyledik.” diyebilmeli; yönetim de “Biz destek oluyoruz ama mücadelede sorumluluk herkese ait.” diyebilmeli.
Ankaragücü’nün yeniden güçlü bir yapıya kavuşması için artık temenniler, ziyaretler ve güzel niyet mesajları yeterli değil.
Daha agresif, daha kararlı ve net adımlar atılmalı. Yönetimden teknik heyete, kurum ziyaretlerinden taraftar desteğine kadar her alanda bu netlik ve kararlılık şart.
Sonuçta bu bir savaş. Ve kazanmak istiyorsan, sadece saha içinde değil, saha dışındaki tüm alanlarda da agresif olmalısın. Ankaragücü’nün geleceği, bu kararlılığın ne kadar gösterildiğine bağlı.
